Londra’da kurulu sivil toplum kuruluşu Britanya Türk Kadınları Derneği, İngiltere’de kadın hakları mücadelesi ve kadına karşı şiddeti konu alan bir etkinlik gerçekleştirdi. Çevrimiçi olarak gerçekleşen etkinliğin konuk konuşmacısı İngiltere ve Galler Barosu’na kayıtlı Avukat Aynur Gökyıldız, Birleşik Krallık hükümetinin İstanbul Sözleşmesini neden hala parlamentosuna getirmediğinin gerekçelerini ve bu ülkede kadına yönelik şiddet ve cinsiyet eşitsizliği konularını değerlendirdi. Gökyıldız konuşmasında, “Bizim kuşak yeterince mücadeleci değil, bizler hala eski kuşakların ekmeğini yiyoruz” dedi.
Londra’da kurulu sivil toplum kuruluşu Britanya Türk Kadınları Derneği (BTKD), üyeleriyle gerçekleştirdiği çevrimiçi toplantıda, İngiltere’de kadın hakları mücadelesi, kadına yönelik şiddet, cinsiyet eşitsizliği ve İstanbul Sözleşmesi’nin Birleşik Krallık’taki durumunu gündeme taşıdı.
KADIN HAKLARI MÜCADELESINDE BAŞARIYA ULAŞMAK IÇIN DAYANIŞMA ŞART
Covid-19 kısıtlamaları nedeniyle, geçtiğimiz yıl Mart ayından bu yana üyeleriyle biraraya gelemeyen, ancak çevrimiçi düzenlediği toplantılarla etkinliklerine devam eden BTKD, son toplantısında Birleşik Krallık’ta kadın hakları mücadelesinin tarihçesini irdeledi.
Etkinliğin moderatörü ve BTKD Başkanı Servet Hassan, Birleşik Krallık’taki kadın hakları mücadelesinin tarihçesini slayt gösterisi eşliğinde sundu. Servet Hassan, o döneme kadar kadınların ‘ikinci sınıf insan’ kabul edildiğini, 1832 yılında Mary Smith’in başlattığı ‘Kadınlara oy hakkı’ mücadelesinin Emmeline Pankhurst’ün öncülüğündeki “Süfrajet (Suffragettes)” hareketiyle, açlık grevleri ve protestolarla ancak 1918 yılında 30 yaş üzerindeki kadınların, 1928 yılında ise 21 yaş üzeri kadınların oy hakkı kazanmasıyla, neredeyse bir asır sonra başarıya ulaştığını, bu hareketin Türkiye dahil olmak üzere tüm dünyada bir çok ülkede yankılandığını anlattı.
Başkan Hassan, kadınların bu başarıyı dayanışma sayesinde yakaladığını ancak daha yapılacak çok iş, aşılacak çok engelin olduğunu bunun için de kazanılmış haklardan bir adım geri atılmamasının önemli olduğunu vurguladı.
“Bu hakları kazanabilmek için her ulustan kadın çok acı çekti, bazıları can verdi. Onlar sayesinde bugün sivil ve siyasi hayatta söz sahibi olabildik. Haklarımıza sahip çıkalım. Kadın hakları deyince, bir gözümüzün daima açık olması gerekir” diyen Servet Hassan, kanunların kadınları korumakta yetersiz kaldığını ve kadına karşı şiddet gibi sorunları önlemek için bütüncül politikaların geliştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Kadın-erkek eşitliği evde başlar, önce çocuklarımızı bu zihniyetle yetiştirelim. Mutlu ve sağlıklı bir toplum için kadın-erkek eşitliğini sağlamak şart” dedi.
EV IÇI ŞIDDETIN ‘SESSIZ KURBANLARI’ ÇOCUKLAR
Daha sonra yönetim üyesi Mihrişah Safa, salgın öncesi ve sonrası ev içi şiddete yönelik Birleşik Krallık’taki durumu rakam ve istatistikleriye anlattı. Salgın sırasında özellikle ev içi şiddetin artışına uzmanların dikkat çektiğini dile getiren Safa, sesini duyuramayan küçük yaştaki çocuklara tacizin de ne yazık ki bu dönemde yükseldiğini ifade etti.
Mihrişah Safa, geçtiğimiz yıl İngiltere ve Galler’de 207 kadının cinayete kurban gittiğini, öldürülen kadınların dörtte üçünün ev içi şiddetin kurbanı olduğunu söyledi. Bu süreçte, 2.3 milyonun üzerinde ev içi şiddet konusunda adli makamlara şikayet bulunduğunu ve bunların 55 binin tecavüz suçlaması olduğunu ifade eden Safa, göçmen kadınların lisan yetersizliği nedeniyle zor durumda olduğunu vurguladı.
İngiltere’de yayımlanan bir araştırmaya göre, ülkedeki kadınların yüzde 80’inin, 18-24 yaş aralığındakilerin ise yüzde 97’sinin kamusal alanda cinsel tacize uğradığını ortaya koydu.
İNGILTERE İSTANBUL SÖZLEŞMESINI ONAYLAMAYI ERTELIYOR
Dernek Başkanı Servet Hassan’ın, İngiltere ve Galler Barosu avukatlarından Aynur Gökyıldız’la gerçekleştirdiği söyleşide, İstanbul Sözleşmesi ve kadınları korumaya yönelik kanunlar degerlendirildi.
Avukat Aynur Gökyıldız, ilk imzacı ülke Türkiye’nin geçtiğimiz ay çekileceğini açıkladığı kamuoyunda ‘İstanbul Sözleşmesi’ olarak bilinen kadınları şiddete karşı koruyucu önlemler içeren uluslararası anlaşmanın Birleşik Krallık’ta neden hala uygulamaya konulmadığına ilişkin bilgiler verdi.
Avukat Gökyıldız şunları söyledi: “Birleşik Krallık, İstanbul Sözleşmesi’ni 9 yıl önce imzalamasına rağmen henüz Parlamento’nun onayına sunmadı. Hükümet buna gerekçe olarak üç konuda iç hukukla ilgili uyum yasalarının henüz hazır olmadığını belirtiyor. Bunlar:
Bununla ilgili çeşitli kesimlerden baskı olmasına rağmen bir tarih verilemiyor. Halbuki, İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası anlaşmalar kadın hakları için yol gösterici bir ışıktır” dedi.
HALA ESKI KUŞAKLARIN EKMEĞINI YIYORUZ
Avukat Gökyıldız,” İngiltere’de kanunlar kadınları korumakta yeterli mi? Cinsiyet eşitliği sağlandı mı” şeklinde bir soruya şöyle cevap verdi:
“Birleşik Krallık kanunlar ülkesi, kadınları koruyucu bir çok kanun var, suçlular büyük oranda ceza alıyor. Bununla birlikte, kadına yönelik şiddet hala bir sorun, kadın – erkek eşitliği sağlanabilmiş değil. Bir İngiliz kadın hakim, bu ülkenin bile kadın hakları konusunda tatmin edici duruma gelebilmesi için en az bir yüz yılın daha gerektiğini söyledi. Bağlı bulunduğum Baro’da bugüne dek 175 başkan seçilmiş, ancak bunlardan sadece 5’i kadın. Burada bile alınacak çok yol var”
Avukat Gökyıldız, “Bunu üzülerek söylüyorum ancak, bugün eski kuşakların kadın hakları konusunda verdikleri mücadelenin tadını çıkartıyoruz ama bizler son yüzyılda cinsiyet eşitliğini dahi çözemedik, bu sorunu yeni kuşaklara aktaracağız gibi gözüküyor. Bizim kuşak maalesef yeterince mücadeleci çıkmadı, bizler hala eski kuşakların ekmeğini yiyoruz. Etrafınıza bir bakın, kaç kadının eşit haklar için bir şeyler yaptığını görüyorsunuz? Eşit haklar için mücadele etmek için, daha adil bir dünya için, tarihin akışını değiştirmek için her kadın görev başına diyorum” diyerek kadınlara çağrıda bulundu.
EV IÇI ŞIDDETE MARUZ KALANLAR NE YAPMALI?
Toplantıda, eski başbakan Theresa May’in “You are not alone/Yalnız değilsiniz” projesinden bahseden Avukat Gökyıldız, “Kadınların eşlerinden korkmamaları gerektiğini bilmeleri gerekiyor. Bu konuda 24 saat çalışan bir yardım hattı var: 0808 200 247. Gerekli durumlarda buradan yardım alabilirsiniz.
Acil durumlarda ise hemen 999’u arayın. Eğer, tehlikedeyseniz ve konuşamıyorsanız sessizce telefonda durabilirsiniz, telefona tıklayarak veya hafifçe öksürerek 55’e basarsanız bu çağrınız polise aktarılır.
Böyle durumlarda önceliğiniz hep çocuğunuzu korumak olsun. Bir çocuğun aile içi şiddete veya cinsel tacize maruz kaldığını düşünüyorsanız 0808 800 500’den NSPCC’yi arayın. Çocuklara Zulmü Önleme Ulusal Derneği (NSPCC), Birleşik Krallık’da çocuk koruma alanında çalışan ve kampanya yapan bir yardım kuruluşudur.