Avrupa’da son 3 yılda 18 binden fazla kimsesiz göçmen çocuk ve gencin sığınma merkezlerinde kaybolduğu belirlendi.
Çocuk göçmenlerin ortadan kaybolmasını araştıran sınır ötesi gazetecilik projesi “Lost in Europe” ile araştırma programı Argos’un ortaklaşa gerçekleştirdiği çalışmaya göre, birçok Avrupa ülkesi kayıp sığınmacıların kaydını tutmadığı için, kayıpların gerçek sayısı daha da yüksek olabilir.
Avrupa Birliği (AB) üyesi 30 ülke ile Norveç, İsviçre ve Moldova’dan sağlanan resmi verilere dayanan araştırmaya göre, 2018-2020 yılları arasında toplam 18 bin 292 kimsesiz çocuk ve genç, sığınma evlerinden “bilinmeyen bir yere gitti” diye kaydedildi.
Araştırmaya göre, kayıp çocuk ve gençler, insan kaçakçılığı ve köleliğin kurbanı olma riskiyle karşı karşıya kalıyor.
AB ülkelerinin birçoğu, kayıp çocukların uyruğunu kaydetmiyor. Kayıtlı verilere göre, en fazla kayıp Fas, Cezayir, Eritre, Gine ve Afganistan’dan gelen çocuk ve gençler arasında yaşanıyor.
Avrupa Polis Teşkilatı (Europol), 2016 yılında en az 10 bin savunmasız çocuk ve gencin Avrupa’ya geldikten sonra kaybolduğu uyarısında bulunmuştu. Gazeteci oluşumları, bu uyarının ardından kayıp çocukları araştırmaya başladı.
Araştırmaya göre, kayıp genç ve çocuk sayısı bilinenden daha fazla olabilir. Çünkü İngiltere, Fransa ve Romanya’nın da aralarında olduğu birçok Avrupa ülkesi, kayıp kişileri kaydetmiyor.
Sömürü ve cinsel şiddet riski
Hollanda İnsan Ticareti ve Çocuklara Yönelik Cinsel Şiddet Ulusal Raportörü Herman Bolhaar, Argos’a “Çocuklar burnumuzun dibinde kayboluyor” dedi.
Bu çocukların nerede olduğunu ve ne yaptıklarını bilmediklerini vurgulayan Bolhaar, “Sömürü ve cinsel şiddet mağduru olma konusunda ciddi risk altında olduklarını biliyoruz” diye konuştu.
Hollandalı yetkili, Europol’ün 2016’daki uyarısına rağmen, kayıp çocuk sorununun önlenemediğine ve artarak sürdüğüne dikkati çekerek, bunun kabul edilemez bir durum olduğunu vurguladı.
Avrupa ülkeleri, kendi topraklarındaki reşit olmayan kişilerin güvenliğinden sorumlu. Ancak araştırmaya göre, reşit olmayan kayıp çocuklar, suç şebekeleri için çok kolay bir av haline geliyor.
Bu çocukların bazılarının da akrabalarının yanına ya da bir başka ülkeye taşınmış olabileceği tahmin ediliyor.
Sığınmacı kabul merkezleri ise mülteci kabulünün, korumalı kabul de dahil olmak üzere kapalı bir ortamda gerçekleşmediği için, kayıpların önlenmesinin zor olduğunu savunuyor.