Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer, mültecilerin iltica başvurularını Avrupa’da ayak bastıkları ülkede yapmalarını öngören Dublin Sözleşmesi’nin işlemediğini söyledi.
Seehofer, Berlin’de düzenlenen Polis Kongresinde yaptığı konuşmada, Almanya’nın, bu yılın ikinci döneminde üstleneceği Avrupa Birliği (AB) dönem başkanlığında Avrupa’daki güvenliğin ağırlıklı konu olarak işlenmesini isteyeceğini belirtti.
AB Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen’in iklimin korunmasına ilişkin çalışmasını desteklediğini ifade eden Seehofer, ancak mülteci ve güvenlik politikasının da aynı şekilde önemli olduğunu kaydetti.
“Dublin Sözleşmesi işlemiyor. Birçok ülkeden mektuplarımıza bile cevap alamıyoruz.” diyen Seehofer, mülteci politikası kapsamında Dublin Sözleşmesi’nin de ele alınması gerektiğini dile getirdi.
Seehofer, göç konusunun AB’yi gelecek yıllarda da çok meşgul edeceğini vurgulayarak AB’nin tüm yönlerden özellikle de güneyden göç baskısı altında olduğuna işaret etti.
AB’nin mülteci sorununa ortak çözüm bulmasını isteyen Seehofer, ” Türkiye’yi bizzat ziyaret ettim. Orada sadece 4 milyon Suriyeli değil, 1 milyon Afganistan ve Pakistan’dan gelen mülteci var. 3,5 milyon kişi de Suriye-Türkiye sınırında Türkiye’nin kapısında bulunuyor.” dedi.
Yunanistan’da mülteci sayısının arttığına işaret eden Seehofer, Balkan ülkelerinin yanında İtalya ve İspanya’nın da göçten etkilenen ülkeler olduğunu anlattı.
Seehofer, Avrupa’ya göçün en yüksek seviyeye ulaştığı 2015 yılını tekrar yaşamak istemediklerini kaydetti.
AB’nin dış sınırların korunmasının serbest dolaşım için önemli olduğunu vurgulayan Almanya İçişleri Bakanı, Avrupa Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı Frontex’in bir an önce güçlendirilmesini istedi.
Seehofer, AB’nin dış sınırlarında etkili koruma olmaması nedeniyle Almanya’nın sınırlarında kontroller yapıldığını belirterek “Almanya’nın sınırlarından kimin hangi sebeplerden geçtiğine çok dikkatli bakmamız lazım.” şeklinde konuştu.
İngiltere’nin AB’den ayrılacağına da işaret eden Seehofer, AB’nin İngiltere’nin güvenlik alanındaki bilgi ve becerilerini kullanmasına devam etmesi gerektiğini, bunun Birliğin çıkarına olacağını kaydetti.
