Kıbrıslı Rumlar sandık başına gidiyor. Söz seçmenlerin. Çok zor ekonomik koşullarda gerçekleşmekte olan bu seçimlerde çoğunluğun umudu yeni bir dönemin başlamasıdır. Son birkaç yıl kâbus gibiydi. Önce Mari patlaması, daha sonra derin ekonomik kriz ve AB’ye kurtarma başvurusu. 35 yıl kesintisiz ekonomik büyüme yaşamış bir toplum kendini Troyka ile zor bir pazarlık içinde buldu. Troyka, “kazanılmış hak” olarak görülen birçok şeyin tırpanlanmasını, kemer sıkılmasını dayattı. Pazarlığın tam olarak nasıl sonuçlanacağı henüz belli değil. Pazarlığı tamamlayarak memorandumu imzalamak seçimleri kazanacak politikacının ilk görevi olacak. İnsanlarda seçimlerin kâbustan uyanma noktası olması, yeni iktidarla zorlukları aşma yoluna girilmesi umut ve beklentisi var. Tabii, bu beklentinin gerçeğe dönüşmesi kolay olmayacak. Zaman alacak.
Beş yıllık Hristofyas iktidarı sona erdi. Beş yıl önce, farklı koşullarda, insanlarda yine umutlar, beklentiler vardı. Hristofyas, “Adil çözüm, adil toplum” vaad ederek seçimleri kazanmıştı. Kıbrıs sorununa çözüm bulunacağı yönünde güçlü beklentiler oluşmuştu. Seçmenlerin Hristofyas’ı seçmesinin esas nedeni çözümü sağlayacak politikacı olarak görülmesiydi. 2008 sonbaharında müzakerelerin başlaması ile çözüm beklentileri daha da artmıştı. Ne var ki, müzakereler uzadıkça umutlar zayıfladı. Beklentiler giderek hayal kırıklığına dönüştü. Sonuçta, Kıbrıs sorununa çözüm bulamadan görevden ayrılan liderler kervanına Hristofyas da katıldı. Ekonomik kriz, Hristofyas’ın “Adil toplum” vaadini mezara gömdü. Önceki liderler çözümsüzlük ve güçlü ekonomi devrediyordu. Hem çözümsüzlük, hem de kötü ekonomi devretmek Hristofyas’a nasip oldu. Şimdiki seçimlerde seçmenler için ön planda olan konu ekonomi. Tarihte ilk kez seçim kampanyasında en önemli konu Kıbrıs sorunu olmadı.
Seçimlerin galibi kim olacak diye düşünürken, geride kalan beş yılın bilançosunu düşünmemek mümkün değil. Hristofyas geride nasıl bir miras bırakıyor? Bunun nesnel değerlendirmesi herkes tarafından yapılmalı. Kıbrıs’ta çözüm çabaları sürecini incelerken acaba tarih Hristofyas’ın omuzlarına ne gibi sorumluluklar yükleyecek? AKEL’e yakın bir arkadaş, şu sözlerle, hem Kıbrıs sorunu, hem de ekonomi açısından durumu iyi özetledi: “Böyle olmamalıydı.”
İyi de Hristofyas geride önemli hiçbir şey bırakmıyor mu? Beş yıllık Hristofyas iktidarının en önemli mirası doğal gaz konusunda atılan adımlardır. Hristofyas’ın Kıbrıslı Rumlara en büyük hizmetinin doğal gaz konusu olduğu gün gele daha iyi anlaşılacak. Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerini koparması fırsatını çok iyi değerlendirdi. Türkiye’nin aksine, ideolojiyi hiç işe karıştırmadan İsrail ile güçlü bir ittifak oluşturmada tereddüt etmedi. Yunanistan’ın zayıfladığı bir dönemde arkasını İsrail’e (dolayısıyla da ABD’ye) dayadı ve sondaj çalışmalarını başlattı. Türkiye, İsrail ile ilişkilerini koparmasaydı Kıbrıslı Rumların sondaj çalışmalarına başlaması mümkün olmayacaktı. Hristofyas, İsrail, ABD ve AB’den aldığı destekle Türkiye’nin uyarılarına kulak asmaya gerek olmadığını kavradı. 12. parselde sondaj çalışmalarını başlattı, ikinci tur ruhsatlandırmaya geçti. Tüm bunlar Doğu Akdeniz’de yeni dinamikler, yeni dengeler oluşturuyor. Hristofyas, enerji oyununda Kıbrıslı Rumları avantajlı konuma geçirdi. 5-6 yıl sonra bu başarının ekonomik meyvelerini toplamaya başlayacaklar. Doğal gaz kozunun Kıbrıs sorununa etkisinin ne olacağını ise bilmiyoruz. Çözümü hızlandırıcı mı, yoksa çözümsüzlüğü “çimentolaştırıcı” mı olacak?
Seçimlerde en çok oyu Nikos Anastasiadis’in alacağı kesin. Seçmenin cevap vereceği iki soru var. Anastasiadis birinci turdan seçimi kazanacak mı? İkinci tura gerekli olacaksa 24 Şubat’ta Anastasiadis’le kim yarışacak? AKEL’in desteklediği Stavros Malas’mı, yoksa EDEK’in desteklediği Yorgos Lillikas mı? İkinci tura gidilecekse ittifak kurma çalışmaları, seçim sonuçları belli olur olmaz başlayacak. Malas ikinci tura kalırsa nasıl ittifaklar oluşacak? Lillikas ikinci tura geçerse AKEL ne yapacak? Bu sorular cevap bekliyor.
Beş yıllık AKEL iktidarı genelde hayal kırıklığı yaratarak sona erdi. Şimdi büyük olasılıkla sağ bir iktidar işbaşına gelecek. Kıbrıs Rum siyasetinde yeni bir dönem başlıyor.