Araştırmacılar, meme kanseri riskini yarı yarıya azaltan bir ilacın kullanımına son verdikten sonra da risk azaltıcı etkisinin yıllarca devam ettiğini söylüyor.
Anastrozol adlı ilaç, birçok meme kanserinin oluşumunu tetikleyen östrojen hormonunun üretilmesini engelliyor.
İngiltere’deki Kanser Araştırmaları Vakfı, bu bulguların güven verici olduğunu açıkladı.
Anastrozol ancak menopoz sonrasında kullanılabilir. Zira genç kadınlarda östrojen hormonu üretimini engelleyemiyor.
Bu ilaç, meme kanseri teşhisi konduktan sonra tedavide de kullanılıyor: Ancak araştırmalar ilacın kanser oluşumunu engellemede de etkili olup olmadığını tespit etmeye çalışıyor.
Önceki araştırmalar Anastrozol ilacını 5 yıl boyunca alanlarda meme kanseri riskinin yarı yarıya azaldığını ortaya koymuştu.
3 bin 864 kadın üzerinde yapılan yeni araştırmalar ise ilaç tedavisine son verildikten 7 yıl sonra bile kanser oluşumunu yüzde 49 azalttığını gösteriyor.
Yani ilacın etkisi yıllar sonra bile devam ediyor.
Araştırmanın sonuçları Lancet tıp dergisinde yayımlandı ve Texas’daki San Antonio Meme Kanseri Sempozyumu’nda tıp dünyasına sunuldu.
Londra’daki Queen Mary Üniversitesi’ndeki Wolfson Önleyici Tıp Enstitüsü başkanı Profesör Jack Cuzick, meme kanserinin, kadınlarda en yaygın görülen ve hızla artan bir kanser türü olduğunu belirterek, Anastrozol’un en az yan etki ile en iyi sonuç veren bir ilaç olduğunu ifade ediyor.
2017’den bu yana doktorlar, genetik veya başka nedenlerden dolayı yüksek risk altında olan menopoz sonrası kadınlara bu ilacı tavsiye ediyor.
Ancak Prof. Cuzick, ilaç kullanımının sadece yüzde 10 düzeyinde kaldığını belirterek bu oranın çok daha yüksek olması gerektiğini vurguluyor.
Bunun nedenlerinden biri, ilacın uzun vadeli etkisi konusunda doktorların emin olmaması, diğeri ise eklem ağrıları, vajina kuruluğu ve sıcak basması gibi yan etkiler ihtimaliydi.
Ancak araştırmalar, reçete verilen kadınların yüzde 75’inin bu ilacı almaya devam ettiğini gösterdi. Araştırmacılar bunu, ilacın yan etkilerinin dayanılmayacak düzeyde olmadığının işareti olarak görüyor.
Kanser, sağlıklı dokunun bozulması anlamına geliyor. Ancak sağlıklı bir hücre bir gecede kanserli hale gelmiyor. Birçok mutasyona uğrayıp giderek kanserli hücreye dönüşüyor ve kontrolsüz bir şekilde çoğalıyor.
Anastrozol’ün, bu dönüşüme uğrayarak kanser yolunda ilerleyen bazı hücreleri öldürdüğü ifade ediliyor.
Prof. Cuzick, “Böylece zamanı 20 yıl geriye çekmiş ve kanser gelişim sürecini en başa sarmış oluyorsunuz ki bunun da ilerlemesi uzun zaman alıyor” diyor.
Hayır. Meme kanserini önleyici ilaçlar, memenin alınmasını (mastektomi) tek çare olmaktan çıkarıyor.
Ancak bazı kadınlar öylesine yüksek risk grubunda oluyor ki ilaç kullanımı yeterince önleyici olmayabiliyor.
Bunlar mastektomiyi en güvenli tercih olarak görebilir.
Östrojen hormonunu engelleyen tamoksifen de meme kanseri riskini azaltmada kullanılabilir.
Anastrozol kullanan kadınlarda 12 yıl boyunca meme kanseri riskinin yüzde 49 azaldığı tespit edildi (5 yıl ilaç kullanımına ek olarak, ilacın koruyucu etkisi, bıraktıktan sonraki 7 yılda da devam ediyor).
Tamoksifen’de ise bu oran yüzde 28 düzeyinde kalıyor.
Ancak bu ilaç menopoz öncesi dönemde de etkili oluyor.
Ayrıca tamoksifen’in maliyeti anastrozol’ün iki katından fazla.
İngiltere Kanser Araştırmaları Vakfı (Cancer Reserach UK) uzmanlarından Prof. Charles Swanton, “Şimdiye dek sadece tamoksifenin uzun vadeli etkisi olduğunu biliyorduk; uzun vadede daha az yan etkisi olan anastrozolü inceleyen bu araştırma, kadınların ilacı bıraktıktan yıllar sonra bile kansere karşı daha iyi korunduğunu göstermesi bakımından güven verici” dedi.
Swanton, “Doktorlar hala bazı kadınlar için tamoksifeni daha uygun bulabilir, ama birden fazla seçeneğin olması olumlu bir gelişme” diye konuştu.