Asya, Avrupa, Amerika ve Avustralya’da birçok ülke gezen İngiltere vatandaşı Roshelle Lois Macneil, 2013 yılında bir aylık tatil için geldiği Diyarbakır’dan vazgeçemedi.
Asya, Avrupa, Amerika ve Avustralya‘da birçok ülke gezen İngiltere vatandaşı Roshelle Lois Macneil, 2013 yılında bir aylık tatil için geldiği Diyarbakır‘dan vazgeçemedi.
Diyarbakırlıların yardımseverliğinden ve paylaşımcılığından etkilenen Macneil, 3 yıl önce yerleştiği kentten kopamıyor. Zaman zaman kısa süreliğine gittiği ülkesinde Diyarbakır‘a dönmek için günleri saydığını anlatan Macneil, başka bir ülkeye gitmek istemezken, herkesi kenti görmeye davet etti. İngiltereli Roshelle Lois Macneil (30), Diyarbakırla tanıştığı 2013 yılına kadar, birçok insanın hayalini süsleyen Avrupa, Amerika, Asya ve Avustralya kıtalarında onlarca ülke ve şehir gezdi. ABD’nin New York, San Francisco ve Dallas, Avrupa‘daki birçok ülkenin başkenti ve büyükşehirleri, Avustralya‘nın Sydney kentinin yanı sıra, Tayland ve Malezya‘daki birçok şehri gezen Macneil, daha sonra ise Türkiye‘ye geldi. İzmir, Antalya, İstanbul ve Marmaris‘te tatil yapan Macneil, bir süre sonra döndüğü ülkesinden bu kez Diyarbakır‘ı görmek için yola çıktı. Kente sadece bir aylığına tatil için gelen Macneil, Diyarbakırlıların yardımseverliğinden ve paylaşımcılığından etkilenip, buraya yerleşti. 3 yıldır Diyarbakır‘da yaşayan, kendini ifade edebilecek kadar Türkçe öğrenen, sıkı dostluklar edinen, kenti adım adım ezberleyen ve artık en büyük zevklerinden biri ‘kaçak çay’ içmek olan Macneil, hayranlıkla bahsettiği kentten bir an bile ayrılmak istemiyor. Macneil, kısa süreliğine vize problemleri için gittiği ülkesinden, Diyarbakır‘a dönmeyi de iple çekiyor.”Diyarbakırlı insanlar çok güzel ” Avustralya ve Amerika‘ya gittiğini belirten Macneil, “Amerika’yı çok gezdim. New York, San Francisco, Dallas falan. Taylan ve Malezya‘ya gittim. Avrupa zaten bize komşu. Annem hostes olduğu için birçok ülke gezdik. Sonra Türkiye‘ye geldim. İzmir, Antalya, İstanbul ve Marmaris‘e gittim. Sonra Diyarbakır‘ı buldum, buraya geldim. İnsanlar çok farklı. Mesela Sydney, New York güzel şehir ama Diyarbakırlı insanlar çok güzel. Herkes yardımcı oluyor, herkes paylaşıyor” dedi.”Başka ülkeye gitmek istemiyorum”Kente ilk geldiğinde, bindiği dolmuşta bir erkeğin kalkarak, kendisini yer vermesine şaşırdığını anlatan Macneil, “Şok oldum. Kendisine, ‘Bu koltuk senin, benim değil’ dedim. İngiltere‘de böyle değil. Buranın kültürünü çok seviyorum. Burada bir ay kalmayı planlamıştım. Sonra yavaş yavaş gitmeyi istemedim. 3 yıldır buradayım. Başka bir ülkeye gitmek istemiyorum. Yavaş yavaş çok iyi arkadaşlar buldum. Ben onların yanında, onlar benim yanımda. Yardım ediyorlar bana” diye konuştu.
“Herkese tavsiyem Diyarbakır‘a gelin”Diyarbakır’ın hem dünyanın hem de Türkiye‘nin diğer şehirlerinden çok farklı olduğunu dile getiren Macneil, şunları anlattı: ” Diyarbakır çok özel, çok farklı. İzmirliler ve İstanbullular ile aynı değil. Herkese tavsiyem Diyarbakır‘a gelmeleri. Çok tarihi var buranın. İngiltere‘nin de çok tarihi var ama burada insanlar çok farklı. Henüz yeni geldiğimde ev ve arkadaşlarım yoktu. Ama insanlar yardım etti bana. Evlerine davet ettiler. İngiltere‘de böyle bir şey yok asla. Bizimkiler çok dikkatli. Mesela İngiltere‘de paran olmazsa kimse yardım etmez. Ama buradaki insanlar sıkıntı varsa ‘Hemen gel benim yanıma’ diyorlar. Bu yüzden burada ailemin olmasına gerek yok. Herkes iyi bakıyor bana. Her zaman telefon ediyorlar, ‘Bir şey lazım mı? diye. Benim aile ve arkadaşlarım bana ‘Çabuk gel, orada sıkıntı var’ diyorlar. Ben ‘Yok, sıkıntı yok’ diyorum.””İngiltere’ye gittiğimde çok sıkıldım”Geçtiğimiz yıl ağustosta vize sıkıntısı nedeniyle 3 aylığına İngiltere‘ye gittiğini ifade eden Macneil, “Çok sıkıcı oldu. Her gün günleri saydım, daha 70 gün var, 69 gün var diye. Çok yavaş geçti 3 ay. Sonra geldim, şuan marttayız, günler çok çabuk geçti” ifadelerinde bulundu.”Kimse haklı değil, kültürler farklı”Kente yeni geldiği dönemlerde yaşadığını bir anısını daha paylaşan Macneil, şunları kaydetti:
“İngiltere’de başka insanın tabağına karışmayız. Bizde ayıp biraz. Diyarbakır‘a yeni geldiğimde bir arkadaşım lahmacun yiyordu. Hemen ikiye böldü, ‘Roshelle ye ye’ dedi. Ben, ‘Yok, bu senin’ dedim. Çünkü aklım İngiltere‘de. ‘Lütfen benim için ye’ dedi. Sonra yedim. Geldiğimde, 2013’te, 52 kiloydum, zayıftım. 3 ay sonra hemen hemen 67 kilo oldum. Çok saçma, top gibi oldum. Çünkü herkes paylaşıyor, güzel. Ama ben gitsem İngiltere‘ye benim anne ve babama, ‘Yarım yarım yapalım, bu çok güzel’ desem, ‘Olmaz bu benim, karışma’ derler. Sonra ben yaptıklarının ayıp olduğunu düşünürüm. Çünkü benim aklım Diyarbakır‘da. Ama bu konuda kimse haklı değil. Sizin kültür öyle, bizim kültür böyle. Sadece ikisi farklı.” (İHA)