kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Dünya Emekçi Kadınlar Günü İAKM ve Cemevi’nde kutlandı

Dünya Emekçi Kadınlar Günü İAKM ve Cemevi’nde kutlandı
10.03.2025
0
A+
A-

İngiltere Alevi Kültür Merkezi ve Cemevi, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü bir dizi etkinlikle kutladı. Altı amatör kadın sanatçının eserlerinden oluşan özel resim sergisiyle başlayan etkinlik; Londra’da yaşayan göçmen kadın sanatçıların ve yazarların bir araya gelerek düzenlediği Bizim Hayatlarımız temasıyla açıldı.

Sevgi Sarıtaş’ın kolaylaştırıcılığında başlayan etkinlik, Dursaliye Şahan’ın sunumuyla devam etti. Daha sonra sırayla söz alan Kıbrıslı Şair ve Yazar Sonay Yakup Yakupsoy, Hukukçu Kezban Alan, Şair Canan Aktaş, Yazar Çağrı Oral, Yazar Filiz Ertürk, Şair ve Yazar Gülsüm Coşkun, Yazar Hatice Demir Kaya, Yazar Pelin Markirt, Yazar Semiha Durak, Şair Leyla Âslan ve Masal Anlatıcısı Eda Bayraktar günün önemine değinerek kendi sanat uğraşlarını ve dünya görüşlerini anlattılar.

Şair Canan Aktaş, kadın haklarının insan haklarından ayrılamayacağına değinerek, “Bizi ikinci cins olarak tanımlayanlar bizim haklarımızı gasp edip bundan çıkar elde edenlerdir. Kadınların her alanda kendi haklarının fark etmesi ve bunun için mücadele vermesi gerekmektedir,” dedi.Yazar Semiha Durak, “Kadınların tarihi, çoğu zaman eksik yazılmış, hatta bazen hiç yazılmamış bir tarihtir. Virginia Woolf’un ‘Tarih dediğimiz şey, büyük ölçüde adları bilinmeyen kadınların yaşamlarından oluşur’ sözünü unutmayalım. Bugün burada toplanarak yaptığımız şey de aslında bir bakıma bu isimsizliği parçalamak, sesi duyulmayanı konuşturmak oluyor. Yazı benim için hep hafıza ile ilgili oldu. Hafıza ise başlı başına politik bir mesele. Yazmak hem arşivcilik hem de bir isyan, bir direniş biçimi. Hafızanın kaybolmasına karşı kayıt tutmak, duvara bir çentik atmaktır bana göre,” dedi.

Hukukçu ve aktivist Kezban Alan, “Kadınlar doğuda ve batıda hâlâ eşit işe eşit ücret alamıyor,” sözleriyle başladığı konuşmasını, “Siyasi iktidarın yanlış söylemleri sebebiyle kadın cinayetleri her yıl artıyor. Kadınlar ancak yüzlerini birbirine dönerek ve birbirinden güç alarak hayatlarını ve dünyayı değiştirebilir,” dedi.
Şair Leylâ Aslan ise, kadın cinayetlerine dikkat çekerek, “Türkiye’nin devlet politikası, tüm erkeklerin devlet “ruhsatlı” şiddetle yetkilendirildiği bir ortam üretiyor; ataerkil değerlerin egemenliğini sürdürmesine olanak veriyor. Ataerkilliğin yapışık kardeşi “namus”, kadın cinayetlerinin gerekçesi olup çıkıyor,” dedi.
Şair Gülsüm Coşkun, İstanbul Sözleşmesinin önemine değinerek, “İstanbul Sözleşmesi amasız, fakatsız yeniden kabul edilmeli ve yürürlüğe girmelidir,” dedi.

Yazar Hatice Demir Kaya ise, “Eşitsiz ve adil olmayan bir dünyada yaşıyoruz. Kadınlar erkeklerden daha çok eziliyor. Biz sesimizi çıkarmadıkça bu düzen devam edecek. Hep birlikte dünyayı güzelleştirmek için mücadelemizi sürdüreceğiz elbette,” dedi.
Konuşmacılardan sonra müzisyen Bahar Aksu ve Paşa Çelik sahne alarak müzik dinletisi sundular.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.