kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
32,3355
EURO
35,1531
STERLIN
41,1376
BITCOIN
$65.016
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Hafif yağmur
16°C
LONDRA
16°C
Hafif yağmur
Çarşamba Orta şiddetli yağmur
14°C
Perşembe Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
11°C
Cuma Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
8°C
Cumartesi hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
8°C

Day-Mer Londra meydan sahnesi sunar: ‘Aşureli Yanık Helva’

Day-Mer Londra meydan sahnesi sunar: ‘Aşureli Yanık Helva’
18.06.2021
0
A+
A-

Day-Mer meydan sahnesi iki perdelik acıklı güldürü düzenliyor. 3 ayrı günde sahne alacak olan tiyatro oyunu 27, 28 ve 29 Haziran’da, Millfield Theatre’de gerçekleşecek.

‘Aşureli Yanık Helva’ isimli tiyatro oyunu hakkında açıklama yapan drama eğitmeni ve yönetmen Celal Perki şu ifadeleri kullandı:

İçinden geçtiğimiz her şeyin belirsiz olduğu şu belalı günlerde tiyatro yapmanın amacı nedir? Hadi yaptık diyelim, neden böyle bir oyun seçtik ve dahası neden insanlara ulaştırmak istiyoruz!?…

Psikiyatrist olan bir dostumla sohbetimiz geliyor aklıma, sanki biraz küçümseyerek “nedir psikoterapinin amacı?” diye sormuştum. Arkadaşım “dinlemek!” diye yanıtlamıştı kısaca. Dinlemek; “ne işe yarayacak dinlemek!? diye ukalalığa devam edecektim, sustum. Anımsadım ki tiyatronun da temel amaçlarından biri buydu: dillendirmek-dinlemek, “ihbar” etmek, göstermek, bakılmayana, bastırılana, ötekileştirilene dikkat çekerek paylaşmak. Çünkü konuşup yükü paylaşmak, tedavimizin önemli ilk adımı, değil mi?

Son yıllarda hepimiz aynı anda konuşuyoruz, fakat bağıra-çağıra susuyoruz aslında. Başta kendimizi, başkalarını da sahiden dinlemeyi, anlayarak kabul etmeyi veya etmemeyi unuttuk artık. Travmalarımızı da, sevinçlerimizi de bir histeri krizi halinde yaşıyoruz; öyle ki, “güleriz ağlanacak, ağlarız gülünecek halimize!” Oyuna da “acıklı komedi” dememin nedeni bu. Yoksa gene “güldür güldür” yahut, “acılardan bir destan!” afyonunu kullanmak gibi bir amacımız yok.

Bu oyunun çıkış noktası 2010 yılında yoğunlaşan genç intiharlar olmuştu; toplumun her kesiminden ailelerin çocukları, bir ay içinde peş peşe, neredeyse dörde, beşe varan yoğunlukta intihar edince şaşkın ve çaresiz bir kütleye dönüşüyorduk hep beraber. Nedenlerini anlamak, çıkış yolları bulmak için gecikmiş bir çabayla yan yana durmaya çabaladığımız toplantıların birinde, kişisel olarak da tanıdığım polis, “aslında, mesela bir delikanlının neden intihar ettiğini biliyoruz, ama ailesi o gerçeğe dayanamaz diye saklıyoruz!” anlamında cümleler fısıldamıştı! Uzunca bir süre, ölümlerle bile yüzleşemediğimiz bu “gerçek” döndü durdu kafamda, sonra buna iki yaşlı dünürün resmi ve “saçma” diyalogları eklendi. Sonra da diğer karakterler ve onların bir pazıl gibi iç içe geçen “kaçtıkları gerçekleri”. Anlayacağınız o yıldan bugüne dinlediğim, demlediğim ve şimdi de sizlerle paylaşacağımız bu “oyun” çıktı ortaya.

Hayır, oyun ağır dram içermiyor, emin olun “eğleneceksiniz”. Bunu yazmamın nedeni şu: oyunumu okuyan dostlarım, hatta can veren oyuncularım dahi sürekli uyardı beni, “aslında çok güldüm, sevdim; ama çok uzun, seyirciler artık en fazla 1 saatlik oyunlara tahammül edebiliyor, hele ki virüs zamanında sadece gülüp eğlenmek istiyorlar!” (Hoş aslında, bu cümle 40 küsur yıllık profesyonel tiyatro hayatımda en çok duyduğum çaresi bulunamayan virüs olmuştur.)  Evet, 2 saat elbette zorlayacak insanları, velakin ben bir “oyun” daha oynansın istemiyorum ki, öğrencilerime daha çok rol (şov) yapmamayı öğretmeye çabalamamın nedeni de bu zaten. Sonunda dinleyip ikna oldular ki, şimdi sizleri de dinleyerek konuşmaya davet edebiliyoruz. Böylece moral kazanıp çareler arayacak yolları düşünebiliriz, umarım. Yoksa, “kurtuluş” için psikoterapinin de, tiyatronun da basit bir yolu yok elbette…

Bu “helvanın” pişmesine özveriyle emek veren öğrencilerime tekrar teşekkür ediyorum. Sevmenin yanı sıra her birine saygı duyuyorum ki en çok eksikliğini duyduğumuz da saygı, değil mi? Bu saygıda buluşamadıklarımızla üretemezdik zaten, buluştuğumuz herkes de sağ olsun.

Evet, bir oyun daha olmayabilirdi, amatörlüğe sığınıp “ben yaptım oldu!” diyerek afyon vasatlığına da düşebilirdik. Bir yazar arkadaşın dediği gibi, “yazmasaydım ölmezdim ama doğmazdım da!”

 

YÖNETMEN ve YAPIM ASİSTANI: İLKSAN ARSLAN

MÜZİK DİREKTÖRÜ: FIRAT KAYA – ONUR ÇABUK

GÖRSEL DİREKTÖR: ATAKAN KARAGÖZ

DEKOR REALİZASYONU: ÜMİT AVCU

IŞIK – EFEKT – KOSTÜM: EKİP ÇALIŞMASI

DRON KAMERA: ÖZGÜR KORKMAZ

 

OYUNCULAR: (Sahneye giriş sırasıyla)

ESMA: BİLGEN TELLİ

GÜLER: BELGİZAR TOPRAK

ALTUN – MÜŞTERİ: MÜRÜVVET GÜNEŞ

NADİR: ONUR KÜPÇÜ

BAHAR: ZEYNEP DALKIRAN

TAYLAN: ONUR ÇABUK

ÖZGÜR: TOLGAY GÜN

REŞO: RIZA KESKİN

DİNA: PINAR TİLKİDAĞ

EROL: DURSUN KURAN

RUJA: ELİF KARABULUT

SVETLA: EZGİ TEMEL

 

OYUN TARİHLERİ: 27 HAZİRAN 2012 PAZAR 6 PM,

28 HAZİRAN PAZARTESİ ve 29 HAZİRAN 2021 SALI 7.30 PM 

SAHNE: MILLFIELD THEATRE: Silver Street, Edmonton, London, N18 1PJ                                                                     

BİLET ve İLETİŞİM İÇİN: info@daymer.org – 074 9433 4095 – 020 7275 8440 – 020 8808 9342

ETİKETLER:
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.