kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
32,5658
EURO
34,9692
STERLIN
40,6086
BITCOIN
$64.316
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Orta şiddetli yağmur
11°C
LONDRA
11°C
Orta şiddetli yağmur
Cuma Kapalı
13°C
Cumartesi Orta şiddetli yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
13°C
Pazar Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
15°C
Pazartesi kapalı
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
12°C

Türkiye-İsrail: Kazan-kazan olacak mı?

27.03.2013
0
A+
A-

22 Mart’ta İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun Mavi Marmara olayı konusunda Türkiye’den özür dilemesi ve Başbakan Erdoğan’ın Türkiye halkı adına bunu kabul etmesi ile Türkiye-İsrail ilişkilerinde yeni bir dönem başlıyor. İsrail’in özür dilemesinde ABD’nin rolü çok net bir şekilde vurgulandı. Bu rastlantı değildi. ABD, üç yıldan beri Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşmesi için perde gerisinde çaba harcıyordu. Özür dilemenin Başkan Obama’nın İsrail ziyareti sırasında gerçekleşmesi ve önce Amerikan kaynakları tarafından açıklanması, ABD’nin Ortadoğu stratejisinde Türkiye-İsrail ilişkilerinin önemini vurguluyor. Avrupa Birliği ve NATO, İsrail’in özür dilemesini ve ilişkilerin normalleşme sürecine girmesini olumlu karşıladı. Demek ki, sadece ABD değil, genelde Batı bu gelişmelere destek veriyor.

    Türkiye’de iktidar çevrelerinin övünme, İsrail’de de aşırı sağ çevrelerin yerinme dönemi tamamlanınca geriye Ortadoğu’nun iki önemli aktörünün yeniden işbirliği yapmaya başlaması ve bunun olası bölgesel sonuçları kalacak. Türkiye-İsrail ilişkilerinin hemen çok iyi duruma gelmesini beklemek aşırı iyimserlik olur. AKP iktidarının bundan sonra atacağı adımlar bu ilişkilerin seyrinde önemli rol oynayacak. Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşme sürecine girmesi Ortadoğu’da yeni dengelerin oluşmasını mutlaka etkileyecek. Yeni dönemin “kazan-kazan” olması için iki ülkenin de bu yönde çaba harcaması gerek. Netanyahu’nun özür dilemesi ile başlayan yeni süreç iyi yönetilir ve ideolojik yaklaşımlardan uzak durulursa, her iki ülke de bundan kazançlı çıkabilir. İsrail bunun bilincinde olduğu için gururunu yenerek özür diledi. Kaz gelecek yerden tavuk esirgemedi. Türkiye ve İsrail’in bölgesel rakiplerinin bu gelişmelerden rahatsız olduğunu söylemeye gerek yok.  

    Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşmesinin olası bölgesel sonuçlarını analiz ederken Türkiye’de Kürt sorunu konusunda başlayan barış sürecini mutlaka hesaba katmamız gerek.  Türkiye’de Kürt sorununun çözümü ve bunun Suriye, Irak, İran üzerindeki etkileri ile Türkiye-İsrail işbirliğinin doğuracağı sonuçlar bir biri ile yakından bağlantılı. Kürt sorununun çözümü yönünde adımlar atan Türkiye, Ortadoğu’da çok önemli oyuncu olacak. Türkiye ile ilişkilerini normalleştiren İsrail bölgede yalnızlıktan kurtulacak.   

    Peki, Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşmesi bölgede dengeleri nasıl etkileyecek? Özet olarak şunları söyleyebiliriz. “Arap Baharı” ile başlayan değişim sürecinin nasıl bir Ortadoğu yaratacağı Türkiye ve İsrail’i yakından ilgilendiriyor. Bu bağlamda ilk akla gelen ülke Suriye. Türkiye ve İsrail, komşu Suriye’deki gelişmelerden kaygılı. Suriye’nin “Somalileşmesi” iki ülkenin de çıkarına değil. Suriye’deki kimyasal silahlar Türkiye ve İsrail’i korkutuyor. Suriye iç savaşının sonu görünmüyor. İç savaşın neden olduğu insani krizin boyutları hızla büyüyor. Kriz devam ettikçe bölgesel istikrarsızlık artıyor. İran, Irak, Suriye, Hizbullah ekseni kaygı yaratıyor. Toprak bütünlüğü bozulmadan Suriye’nin yeniden yapılandırılması Türkiye ve İsrail’in çıkarına olur. Koordinasyon içinde çalışırlarsa iki ülke Suriye konusunda daha iyi sonuçlar alabilir.

    İran’ın nükleer programına ilişkin müzakereler devam ediyor. Ne var ki, müzakerelerde (henüz) ilerleme yok. Başkan Obama, İran’ın bir yıl içinde nükleer silah üretme kapasitesine ulaşacağını açıkladı. Obama, İsrail ziyareti sırasında Netanyahu ile İran konusunu masaya yatırdı. Obama yönetimi İran’la savaş istemese de gelişmeler bu yöne kayabilir. Netanyahu, askeri saldırıda ısrar ediyor. ABD’nin tek başına veya İsrail’le birlikte İran’ın nükleer tesislerini bombalaması Ortadoğu’da büyük felaketlere yol açabilir. Türkiye, İran’ın nükleer silah üretmesine karşıdır ama askeri yöntemlere başvurulmasını desteklemiyor. Obama yönetiminin müzakereleri tercih eden yaklaşımına destek veriyor. Müzakerelerde ilerleme sağlanamazsa, askeri operasyon olasılığı güçlenecek. Bu tablo karşısında İsrail’in Türkiye ile ilişkilerini düzeltmek istemesi çok anlaşılır bir şey. Bu gelişmelerden İran’ın rahatsız olması da doğaldır.

    Diğer bir önemli konu Türkiye-İsrail işbirliğinin Doğu Akdeniz’de enerji oyununu nasıl etkileyeceği konusudur. Kıbrıslı Türkleri en fazla bu konu ilgilendiriyor. Üç yıl önce Türkiye-İsrail ilişkilerinin kopma noktasına gelmesi, enerji oyununda Kıbrıslı Rumlara büyük fırsat yaratmıştı. Hristofyas, bu fırsatı yakalayarak, İsrail’le yakın ittifak kurmuş ve sondaj çalışmalarını başlatmıştı. Netanyahu’nun özür dilemesi, Doğu Akdeniz’de hidrokarbon kaynakları konusunu etkileyecek. Enerji konusunda dünyanın en önemli isimlerinden biri olan Uluslararası Enerji Ajansı baş iktisatçısı Fatih Birol, enerji projelerinde Türkiye ile İsrail arasında sıkı işbirliği olasılığından söz etti. Financial Times da konunun bu yönüne işaret etti. Türkiye-İsrail yakınlaşmasının enerji oyunu açısından önemli bazı sonuçlar doğurabileceğini herkes görüyor. Enerji oyununda yepyeni bir durum oluşabilir. Bu konuyu ileride daha detaylı olarak ele alacağım. Türkiye-İsrail ilişkilerinin iyileşmesi, Filistin sorununa çözüm bulma çabalarını da etkileyecek.

    İyi yönetilmeleri durumunda, 21 Mart’ta Kürt sorunu konusunda başlayan barış sürecinin ve 22 Mart’ta İsrail Başbakanının özür dilemesinin ciddi bölgesel sonuçları olacak.  

     

     

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.