Mısır, Mübarek rejiminin devrilmesinden bu yana en ciddi siyasi krizle karşı karşıya. Cumartesi günü ülkede yeni anayasa konusunda referandum yapılması planlanıyor. Muhalefet, İslamcılar tarafından hazırlanan anayasanın konsensüse dayanmadığını vurgulayarak protesto gösterileri düzenliyor. Bu satırlar yazıldığı sırada muhalefetin Cumartesi günü ne yapacağı henüz kesinlik kazanmamıştı. Muhalif güçler önünde iki seçenek var. Ya sandık başına giderek anayasaya “hayır” oyu verecekler, ya da boykot kararı alacaklar. Konuyu iyi ölçüp tartmaları gerekiyor. Mısır’da referandumun yargıçların denetiminde yapılması gerekiyor. Yargıçlar Odası, ezici bir çoğunlukla (yüzde 90) referandumu denetlememe kararı aldı. Denetleme görevini kabul eden yargıçların sayısı az olduğu için referandumun iki günde (15 ve 22 Aralık) yapılması gündeme gelebilir. Siyasal kriz derinleşiyor.
Devam eden krizin esas sorumlusu Cumhurbaşkanı Mursi. Muhalefetin de hataları var ama esas sorumluluk iktidarı elinde bulunduran kişide. 1952 yılından bu yana Mısır’ın demokratik seçimlerle işbaşına gelmiş ilk cumhurbaşkanı olan Mursi, yeni anayasa konusunda maalesef uzlaşma arama yerine zıtlaşmayı, kutuplaşmayı seçti. Tüm Mısır halkının cumhurbaşkanı olmak yerine sadece İslamcı kesimlerin cumhurbaşkanı olmayı tercih etti. Üstelik bunu yaparken arkasını orduya dayadı. Askerlere sivilleri tutuklama yetkisi verdi. Anayasa taslağında ordunun ayrıcalıklarına ve özel konumuna dokunulmadı. Mursi, kendi taraftarları ve ordunun gücü ile muhalefetin bileğini bükme peşinde. Cumhurbaşkanlığı sarayının etrafı tanklarla çevrili. Geçen Pazar sabahı 10 adet F-16 savaş uçağı Tahrir Meydanı üzerinde alçak uçuş yaptı. Bu, muhalefete gözdağı verme girişimiydi. Mursi, ordunun koruması altında. Bunun bir bedeli olacak. Savunma Bakanı General Abdel-Fatah el-Sissi, siyasi güçler arasında arabulucu rolü üstlenmek istiyor. İlginç bir durum.
Muhalif protestoculara yönelik provokasyonlar devam ediyor. Geçen salı günü, kimliği bilinmeyen kişiler, Tahrir Meydanı’ndaki göstericilere ateş açtı. Dokuz kişi yaralandı. Krizin başlamasından bu yana 7 kişi hayatını kaybetti. Müslüman Kardeşler militanları muhaliflere saldırılar düzenliyor. Halbuki Mursi konsensüs arama yolunu seçseydi kriz yaşanmayacak, anayasa toplumun geniş kesimlerinin desteğine sahip bir anayasa olacaktı. Ordu, siyasette yeniden ön plana çıkmayacaktı. Mursi, protesto eylemleri karşısında kendi kendine verdiği olağanüstü yetkileri iptal etti. Fakat, referandum konusunda ısrarcı.
Cumartesi günü referandumda İslamcıların hazırladığı anayasa kabul edilecek mi? Büyük olasılıkla kabul edilecek. Muhalefet boykot kararı alırsa büyük bir oranla, muhalefet “hayır” oyu verirse daha düşük bir oranla kabul edilecek. Mısır’ın muhalif güçleri şehirlerde yoğunlaşmış durumda. Ama, Mısır sadece şehirlerden ibaret değil. Kırsal kesimlerde yaşayan insanlar ağırlıklı olarak tutucu. Mursi’ye destek verecekler. Toplumsal uzlaşmaya dayanmayan bir anayasa, hep sorunlu olacak. Gelecekte Mısır’ın bir anayasa daha yapması gerekecek. Ülkede kutuplaşma devam edecek. Bunun ekonomiye yansımaları olumsuz olacak.
Nitekim Mursi’nin anayasayı yangından mal kaçırır gibi geçirmeye çalışması sadece siyaseti tehlikeli noktalara sürüklemedi, ekonomiyi darbelemeye başladı. Mursi’nin izlediği ekonomik politika Mübarek döneminin ekonomik politikalarından farklı değil. Mübarek’i deviren kitleler özgürlükle birlikte ekmek talep ediyorlardı. Henüz ortada ekmek yok. Kendi kendine bir çırpıda diktatör yetkileri veren Mursi, asgari ücret yasası dahi geçirmedi. Ekonomide gidişat iyi değil. Hükümet, IMF ile 4.8 milyar dolar kredi anlaşması imzalamıştı. Siyasi kriz nedeniyle bu anlaşma ertelendi. IMF ile varılan anlaşma temelinde yapılacak vergi artışları da ertelendi. Bu ertelemelerin ekonomiye bir faturası olacak. Konsensüs aransaydı bunlardan kaçınmak mümkün olacaktı.
Cumartesi gününe kadar ne olacağını bilmiyoruz. Daha büyük provokasyonlar yaşanmaması çok önemli. Referandum gerçekleşip anayasa kabul edilse bile Mısır toplumundaki kutuplaşma, kavgalar, karşlıklı güvensizlik devam edecek. Aklın yolu birdir. Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, çok geç olmadan uzlaşma ve konsensüs yolunu seçmeli