kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
32,5203
EURO
34,8038
STERLIN
40,4860
BITCOIN
$66.612
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Parçalı bulutlu
12°C
LONDRA
12°C
Parçalı bulutlu
Perşembe Hafif yağmur
10°C
Cuma Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
14°C
Cumartesi Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
15°C
Pazar kapalı
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
15°C

“Arap Baharı” ve Ürdün

20.10.2012
0
A+
A-

Suriye krizinin komşu ülkelere etkisini konuşurken genellikle Türkiye ön plana çıkar. Halbuki, Ürdün de gelişmelerden çok etkileniyor. Ürdün’deki Suriyeli göçmenlerin sayısı, Türkiye’dekilerden daha fazla. Göçmen sayısı iki yüz bin olarak veriliyor. Ürdün’ün ekonomik olanakları az olduğu için büyük sıkıntı yaşıyor. Suriye krizinin etkilerine ek olarak Ürdün’ün kendi iç sorunları var. “Arap Baharı” şimdiye dek bu ülkeyi fazla etkilemedi. Bu durum değişebilir mi? Evet, değişebilir. Ürdün zayıf halka.

   Arap ülkelerini monarşiler ve cumhuriyetler olarak sınıflandırdığımızda ayaklanmaların cumhuriyet rejimlerinde başarıya ulaştığını görürüz. Bahreyn hariç monarşilerde büyük çaplı ayaklanma olmadı. Bahreyn’deki ayaklanma Suudi Arabistan’ın desteği ile ezildi. Ürdün monarşi. Bu anlamda daha dayanıklılar sınıfında. Arap ülkelerini bir de petrol zengini olanlar ve olmayanlar şeklinde sınıflandırabiliriz. Libya hariç petrol zengini rejimler halka rüşvet vererek büyük çaplı aykalanmaları önlediler. Tunus, Mısır, Yemen, Suriye petrol zengini değil. Ürdün de petrol zengini olmayanlar sınıfında. Orta ve uzun vadede monarşiler ve petrol zengini ülkeler de ciddi krizler yaşayabilirler. Ürdün ise daha kısa vadede zorlanabilir.

    2011 yılının başlarında “Arap Bahar”ının başlaması ile Ürdün Kralı Abdullah reform vaadleri yapmıştı. Ancak o zamandan günümüze kadar anlamlı bir siyasi açılım yaşanmadı. Kral Abdullah, kendi mutlak hakimiyetini zayıflatacak reformlara sıcak bakmıyor. Durumu kurtarmak için manevralar yapıyor. Peki, değişim rüzgarlarının estiği bir bölgede özlü reformlar yapmadan, sadece manevralarla durumu kurtarabilir mi? Çok zor. Ürdünlüler de değişim istiyor. Kral Abdullah çok geç olmadan bu yönde ciddi adımlar atmazsa halk sessiz kalmayabilir.

    2011 yılının Ocak ayında tüm Arap ülkelerinde halklar sokağa dökülürken Ürdün’de de protesto gösterileri yapıldı. Hayat pahalılığı ve vergiler protesto edildi. Önceleri küçük olan gösteriler Şubat ayında büyümeye başladı. Büyük şehirlerin yanısıra kasaba ve köylerde de gösteriler yapılmıştı. Göstericiler ekonomik taleplerin yanısıra yeni bir hükümet ve parlamentoya gerçek yetkiler verilmesini talep ediyordu. Bazen oldukça kalabalık, bazen küçük, bu protestolar yıl boyunca devam etti. Güvenlik güçleri genelde şiddet kullanmaktan kaçındı. Göstericiler de barışçı eylemler yapıyordu. Şubat 2011’de protesto gösterisi yapma hakkı yasallaştı.

   Şimdi 2012 yılının sonuna yaklaşıyoruz. Ürdün içten içe kaynamaya devam ediyor.2012 yılı içinde zaman zaman güvenlik güçleri ile göstericiler arasında çatışmalar yaşandı. Mufalefet, “Arap Baharı”ndan ilham alarak ciddi siyasi reformlar istiyor. Anlamlı bir parlamenter demokrasiye geçilmesini, Kral’ın yetkilerinin sınırlanmasını talep ediyor.  Geçmişte rejimin dayanağı olan ülkenin doğusundaki (Doğu Şeria) aşiretlerin de muhalif konuma geçmeleri Kral Abdullah’ı zayıflattı. Uygulanan neo liberal ekonomik politikalar bu aşiretlerin muhalif olmalarında rol oynadı. Aşiretler artık sistemin kendileri lehine çalıştığına inanmıyorlar.

   Ürdün nüfusu Filistinli olanlar ve olmayanlar şeklinde ikiye bölünmüş durumda. Ülkenin en önemli kutuplaşması, fay hattı bu doğrultuda. Filistinliler nüfusun en az yarısını oluşturuyor ve hak talep ediyorlar. Esas Ürdünlüler ise buna sıcak bakmıyorlar. Filistinlilere karşı olumsuz bir tavır içindeler. Kral Abdullah’ın eşi Rania Filistinli. Bu anlamda üstte iki grup arasında evlilik var. Fakat bu aşağıya fazla yansımıyor. Ürdünlü-Filistinli bölünmesi Kral’a manevra olanağı sağlıyor. Ama, nereye kadar?

    Ürdün, İngilizlerin icat ettiği bir ülke. Tabii kaynakları çok az. Ekonomisi zayıf. Nüfusu artıyor. Resmi verilere göre işsizlik oranı yüzde 13. Gerçek rakamın çok daha fazla olduğu sanılıyor. Bütçe açığı büyük. Ürdün’ü ayakta tutan dış yardımlar. Suudi Arabistan, Körfez İşbirliği Konseyi ve ABD’den yardım alıyor. Dış yardımlara rağmen ekonomi zorda. Hükümet, harcamalarda kesinti yapmak zorunda. Bunlara Suriyeli göçmenler, Suriye ve Irak’taki istikrarsızlık eklenince işin zorluğu ortaya çıkar.

    Kral Abdullah, halk arasında hala sevilen bir yönetici. Halkı tatmin etmek için küçük bazı adımlar atıyor. Hükümetleri değiştiriyor. Yakın geçmişte yine hükümet değiştirdi. Anayasada bazı değişiklikler yapıldı. Fakat, henüz köklü reformlar yapılmadı. Fas Kralı, Ürdün Kralı’ndan daha ciddi reformlar yaptı. Reformlar geciktikçe riskler artıyor.

    Ürdün, Arap dünyasındaki süreçlerin dışında kalamaz. Köklü reformlar yapılıp daha özgürlükçü bir siyasi rejime  geçilmezse orada da fırtına kopabilir.  

   

     

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.