kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
32,5657
EURO
34,7157
STERLIN
40,4829
BITCOIN
$63.068
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Hafif yağmur
10°C
LONDRA
10°C
Hafif yağmur
Cumartesi Parçalı az bulutlu
9°C
Pazar Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
11°C
Pazartesi Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
13°C
Salı hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
8°C

Kırım’ın ilhakı ve biraz tarih

19.03.2014
0
A+
A-

Kırım’ın kaderi belirlendi. Rusya’nın bölgeyi ilhakını dünya kabul etmeyecek ama bu de fakto durumun

Kırım’ın kaderi belirlendi. Rusya’nın bölgeyi ilhakını dünya kabul etmeyecek ama bu de fakto durumun değişmesi için bir şey yapılmayacak. Rusya’yı Kırım’dan çıkarmak mümkün görünmüyor. Moskova, Kırım’ı ilk kez 1783’te ilhak etmiş, 1991’de Ukrayna’nın bağımsızlığı ile kaybetmişti. Putin, ikinci kez ilhak etti. Şimdi sıra Ukrayna’nın doğu bölgelerinin kaderinin belirlenmesinde.

Bu noktada güncel gelişmelerden biraz uzaklaşıp tarihi hatırlamakta yarar var. Osmanlı’nın Kırım’ı kaybetmesinin anlamı neydi? İkinci Viyana kuşatmasından sonraki süreçte Osmanlı toprak kaybetmeye başlamıştı. Ama, kaybedilen topraklardaki nüfus Müslüman değildi. Müslümanların, Türklerin yaşadığı ve kaybedilen ilk toprak Kırım’dır. Kırım’ın böylesi bir önemi var. Osmanlı, Müslümanları korumakla görevliydi. Kırım’ın Hristiyan Rusya’ya kaybedilmesi büyük bir şoktu. İmparatorluğun güç kaybetmekte olduğunun göstergesiydi. Kırım’ın kaybedilmesinin ikinci önemli sonucu Karadeniz’in Türk gölü olmaktan çıkmasıydı. Bunun stratejik etkisi büyüktü. 1783’te Kırım’ı ele geçiren Rusya (tıpkı şimdi olduğu gibi) Karadeniz’de büyük avantaj sağlamış, Boğazları tehdit eder konuma gelmiş, Akdeniz’in sıcak sularına inme hedefi yönünde önemli adım atmıştı.

Kırım Tatarlarının Osmanlı tarihindeki yerini de kısaca hatırlayalım. Fatih Sultan Mehmet’in Kırım’ı Osmanlı idaresine alması, Karadeniz ve kuzeyindeki bölgelere yönelik stratejik bir yaklaşımın sonucuydu. Karadeniz’in Türk gölü haline gelmesinin temelinde Fatih’in bu stratejisi ve Kırım’ın alınması vardı. Kırım Hanlığı’nın kurulması ile İstanbul’un fethi birbirine çok yakındır. Kırım Hanlığı 1441’de kurulmuş, 1453’te İstanbul’u fethi, ona Osmanlı’nın gücünü göstermişti. 1466’da Kırım Hanlığı’nın kurucusu Hacı Giray’ın vefatı üzerine oğulları arasında taht kavgası başlamış, bazı Tatar büyükleri bu konuda Osmanlı’dan yardım istemişti. Fatih Sultan Mehmet, bu fırsatı değerlendirerek Gedik Ahmet Paşa komutasında Osmanlı donanmasını bölgeye göndermiş, Kefe, Sudak, Balıklağo, Azak, Taman ve Mankub kaleleri fethedilmiş, Kırım’da Mengli Giray iktidara getirilmişti. Böylece 1783’e kadar sürecek güçlü bir ittifak oluşmuştu. Mengli Giray, Fatih Sultan Mehmet’e “Senin düşmanın benim düşmanım, senin dostun benim dostumdur” güvencesi vermişti. Kırım Hanlığı Osmanlı’nın yönetimindeydi ama geniş özerkliğe sahipti. Kırım süvarileri savaşlarda Osmanlı ordusunun önemli güçlerinden birini oluşturuyordu. İnternette bulduğum “Kırım ve Kırımlılar” başlıklı metinde aktarıldığı gibi Kırım Hanları İstanbul’u ziyaret ettiklerinde görkemli törenlerle karşılanır, Padişah “Hoş geldin Han kardeş” derdi. Bu yüksek protokol sadece Kırım Hanı’na uygulanırdı. Kırım ordusu Osmanlı ordusuna katıldığında top ve tüfek atışlarıyla karşılanır, Rumeli Beylerbeyi karşılamaya çıkardı.

Kırım Tatarlarının Osmanlı ordusu açısından önemini Brian Glyn Williams, 2013’ün Mayıs ayında Jamestown Foundation için hazırladığı “The Sultan’s Raiders: The Military Role of the Crimean Tatars in the Ottoman Empire” (Padişahın Akıncıları: Kırım Tatarlarının Osmanlı İmparatorluğu’nda Askeri Rolü) başlıklı çalışmasında aktarır. Aynı yazarın 2001 yılında “The Crimean Tatars: The Diaspora Experience and the Forging of a Nation” başlıklı kitabı yayınlanmıştı.

Brian Glyn Williams, Kırım Tatarlarının askeri rolü ile ilgili çalışmasının başında ilginç bir bilgi aktarır. 2010 yılında ABD’nin Ukrayna Büyükelçisi William Taylor. ABD Dışişleri Bakanlığı’na Kırım’ı daha iyi anlamak için Sivastopol’da bir konsolosluk açılmasını önermiş ama bu öneri kabul edilmemiş. Son gelişmeler ışığında bunun büyük hata olduğunu anlamış olmaları lazım.

Williams, Kırım Tatarlarının Osmanlı ordusuna İran, Rusya, Polonya ve Batı cephelerindeki savaşlada yaptığı katkıları ayrı başlıklarda inceler. Kırım Tatarlarında 15 yaş üzerindeki her erkek askerdi. Küçükten savaşçı olarak yetiştirilerlerdi. Han sefer çağrısı yaptığında hepsi savaşa katılırdı. Süvari olarak çok süratli, etkili ve dayanıklı savaşçılardı. Bozkır geleneğini sürdürür ateşli silahlara önem vermezlerdi. Yağma ve köle toplama önemiydi. Köle ticareti çok büyüktü. Bu kölelerin en ünlülerinden biri Ukrayna’da esir alınan Hürrem Sultan’dı.

Kırımlıların tüm cephelerde Osmanlı ordusuna katkılar yaptıkları genel kabul görür. Bunların detayına girme olanağımız yok. Rusya ile savaşlarda rolleri önemliydi. 1571’de Devlet Giray’ın ordusu Moskova’yı yakıp yıkmıştı. Ruslar da 1736’da Bahçesaray’ı yağmalamıştı. Rus Çarı Petro, iki kez Kırım’ı almayı denemişti. 1696’da Azak Kalesi’nin kaybedilmesi Rusya’nın yükselen gücünün habercisiydi. Sonuçta 1783’te Kırım kaybedildi, Kırım Hanlığı tarihe karıştı. Osmanlı ordusu Kırım Tatarlarının katkısını kaybetti. Rusya, Karadeniz’in kuzeyine hakim oldu. Tatarların çilesi başladı.

Putin’in Kırım’ı Rusya’ya de fakto ilhakını izlerken kısaca tarihe göz attık. Kırım ve Kırım Tatarları Osmanlı tarihinde önemli bir yere sahipti.

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.