kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
32,3290
EURO
35,0804
STERLIN
41,0139
BITCOIN
$70.505
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Orta şiddetli yağmur
11°C
LONDRA
11°C
Orta şiddetli yağmur
Cuma Orta şiddetli yağmur
14°C
Cumartesi Kapalı
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
12°C
Pazar Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
10°C
Pazartesi hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
14°C

Türkiye-AB zirvesine doğru

02.03.2016
0
A+
A-

2016 yılı gerçekten AB ile ilişkilerde dönüm noktası olacak mı? Türkiye’nin katılım süreci gerçekten yeniden canlanacak mı? Yüksek beklentiler gerçekleşecek mi?

Mülteci krizi konusunda çözüm için AB’nin (özellikle de Angela Merkel’in) yüzünü Türkiye’ye dönmesi, “Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir dönem başlatır mı?” sorusunu gündeme getirmişti. Bu çerçevede 29 Kasım 2015’te AB-Türkiye zirvesi gerçekleşmiş ve belirli kararlar alınmıştı. Zirve toplantısı, ilişkilerde “yeni bir sayfa” olarak nitelenmiş, “AB ile 2016 umudu” türü başlıklar atılmıştı. Anlaşmanın sonucu olarak iki yıl aradan sonra Türkiye-AB müzakerelerinde 17. fasıl açılmış, 2016 yılının ilk üç ayı içinde başka fasılların da açılacağı beklentileri oluşmuştu. Ekim 2016’da Türkiye vatandaşlarına vizesiz Avrupa vaadi de açıklanmıştı. Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye-AB zirvesinden sonra “2016, Türkiye-AB ilişkileri açısından dönüm noktası olacaktır” demiş, “tarihi bir günden” söz etmişti. Şimdi 7 Mart’ta AB ile Türkiye arasında yeni bir zirve toplantısı yapılacak. Zirve yaklaşırken şu soruları sormakta yarar var. 2016 yılı gerçekten AB ile ilişkilerde dönüm noktası olacak mı? Türkiye’nin katılım süreci gerçekten yeniden canlanacak mı? Yüksek beklentiler gerçekleşecek mi? İyimserlik devam ediyor mu?

AB için mülteci krizi devam ediyor. Bu krize çözüm arama çabalarında Türkiye’ye özel bir rol biçildiği malum. Özellikle mülteci krizi nedeniyle iç politikada zor günler yaşayan Almanya Başbakanı Angela Merkel Türkiye’nin rolüne önem veriyor ve belirli “teşvikler/ tatlılandırıcılar” karşılığında Ankara’nın önemli rol oynamasını istiyor. 7 Mart’ta zirve yapılması kararının arkasında da Almanya var. Zirve, tüm AB ülkelerinin devlet ya da hükümet başkanlarının katılımıyla 28+1 formatında gerçekleşecek.

AB açısından zirvenin önemi mülteci krizi ile ilgili. AB Komisyonu’nun komşuluk politikaları ve genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn, “Türkiye’nin sınır kontrollerini daha etkili hale getirmesi ve insan kaçakçılarına karşı artık nihayet etkili ve sert önlemler alması gerekiyor” açıklaması ile bunu dile getirdi. Türkiye’nin esas beklentisi ise katılım sürecinin hızlandırılması. Bu çerçevede pazarlık yapılacak. Ancak bu zirve yaklaşırken 29 Kasım zirvesi sonrasında oluşan iyimserliğin devam ettiğini söylemek çok zor. Türkiye, içte ve dışta çok ciddi sorunlarla karşı karşıya. Bu sorunlar konusunda müttefiklerinden yeterli destek almadığını düşünüp hayal kırıklığı yaşıyor. AB’ye üyelik konusu inandırıcılığını yitirmiş bir konu. “Bu pazarlıktan ne alabilirsek iyi olur” yaklaşımı ön planda. Türkiye’deki iç siyasi gelişmeler AB normlarına uyum sağlama yönünde değil, AB normlarından uzaklaşma yönündedir. AB bunu görüyor. Devam eden pazarlık nedeniyle daha dikkatli bir dil kullansalar da durumdan memnun olmaları mümkün değil. Ayrıca şu gerçeği hiç unutmamak lazım. Almanya (ve Merkel) da dahil olmak üzere Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkan ülkeler bu tavırlarından vazgeçmiş değiller. Şimdi de Türkiye’nin üyeliğine karşılar. Katılım sürecinin gerçekten canlanmasını istemezler. Bu çerçevede yeni fasıllar açılması konusunda 7 Mart’tan nasıl mesajlar çıkacağını görmek gerek. Rum basınında Almanya’nın 23. ve 24. fasılların açılması konusunda Anastasiadis hükümetine baskı yaptığı haberleri var. Bilinen koşulları yerine getirilmeden Anastasiadis’in bu talebi kabul etmesi beklenmiyor. Mayıs ayında seçimler olmasa da kabul etmezdi ama seçimler kabulünü daha da zorlaştırır.

Analiz yaparken 29 Kasım’dan 7 Mart’a kadar geçen kısa süre zarfında Türkiye’nin çevresinde, özellikle de Suriye’de yaşanan gelişmelerle Türkiye’nin içinde yaşanan gelişmeleri hesaba katmamız gerekir. Türkiye açısından hem dışta, hem de içte durumun kötüleştiği ortada. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “Yakın tarihimizin hatta cumhuriyet tarihimizin en en zor günlerinden geçiyoruz” sözleri ile durumu özetlemişti. European Council on Foreign Affairs düşünce kuruluşu uzmanlarını Türkiye’ye göndererek Başbakan Davutoğlu da dahil olmak üzere yetkililerle, siyasi partilerle, sivl toplum kuruluşlarıyla ve iş dünyası ile temaslarda bulunup nabız yokladı. Heyette yer alan İtalya eski Dışişleri Bakanı ve AB eski Komiseri Emma Bonino’nun tespitleri önemli. Bonino, yaptıkları temaslardan çıkardığı temel sonucun AB’ye üyelik konusunun gündemde önemli yer tutmadığı, “radarda olmadığı” yönünde. AB konusunda hayal kırıklığı yaşandığını ve AB’nin ilgilendiği tek konunun mülteci krizi olduğu şikayetini dinlediklerini belirtti. Bonino, AB’den bir beklenti olmadığı tespiti yaptıklarını da ifade etti. Muhalefetin, sivil toplumun, iş dünyasının da AB’den büyük beklentileri yok.

AB-Türkiye ilişkileri uluslararası ve bölgesel gelişmelerle çok yakından bağlantılı. Suriye’de yaşanacak gelişmeler, ateşkes anlaşmasının kaderi, diplomatik bir sürecin hayata geçip geçmeyeceği Brüksel-Ankara ilişkilerini etkileyecek. Türkiye’nin içindeki gelişemeler, otoriterleşme eğilimleri de önemli. Bölgesel ve iç durum AB ile ilişkiler açısından fazla umut vermiyor. Türkiye-AB ilişkileri konusunda 2016 yılı açısından büyük beklentiler içinde olmak zor.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.