Kıbrıs sorununu da değerlendiren Başbuğ, “Kıbrıs sorununda bir çözüm olacağına inanmıyorum. Çünkü Rum tarafı, Türkleri azınlık yapmak istiyor. Türkiye buna müsaade et
Kıbrıs sorununu da değerlendiren Başbuğ, “Kıbrıs sorununda bir çözüm olacağına inanmıyorum. Çünkü Rum tarafı, Türkleri azınlık yapmak istiyor. Türkiye buna müsaade etmez” dedi.
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Org. İlker Başbuğ, “Irak’ın kuzeyinde yapılan referanduma baktığımızda bunun kanunsuz olduğunu görüyoruz. Ancak irdelenmesi gereken Barzani’yi bu işe kimin ittiğidir” dedi. Kıbrıs sorununu da değerlendiren Başbuğ, “Kıbrıs sorununda bir çözüm olacağına inanmıyorum. Çünkü Rum tarafı, Türkleri azınlık yapmak istiyor. Türkiye buna müsaade etmez” dedi.
Türkiye Cumhuriyetinin 26’ıncı Genelkurmay Başkanı emekli Org. İlker Başbuğ, İstanbul Üniversitesinde “Yavru Vatan Kıbrıs” konulu seminer verdi. Seminerde Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin yaptığı referandumu da değerlendiren Başbuğ, “Irak’ın kuzeyinde yapılan referanduma baktığımızda bunun kanunsuz olduğunu görüyoruz. IBKY hangi hakla böyle bir referandum yapabiliyor. Irak anayasası ortadadır. Irak anayasasın size böyle bir hak veriyor mu? Verse o zaman itiraz edemeyiz. Ama bakıyorsunuz böyle bir hak vermiyor.
Hatta Irak anayasası 2007 yılına kadar tartışmalı bölgelerde bazı yaptırımların yapılmasını istiyordu. Bırakın bunu bir tarafa IBKY ile Irak anayasasının çizmiş olduğu bir yeşil hat var. Bu yeşil hatta baktığınızda Kerkük ve Musul yeşil hattın dışında kalıyor. Adam referandumu Irak anayasası içinde yer alan yeşil hat ve yeşil hattın dışında olan Musul ve Kerkük’ü kapsayacak şekilde yaptı. Bu bile cüretin ve legalitenin dışına ne kadar çıkıldığının göstergesidir. Bugün gelinen nokta ortadadır. Aslında şunu tartışmak lazımdır.
Bu Barzani’yi bu işe kim itti? 25 Eylül’de yapılan referanduma nasıl gitti? Birisi mi itti bunu? Esasında bu referandumun nedenini araştırmak çok önem arz ediyor. Neden Barzani böyle bir referanduma gitme ihtiyacı duydu? Veya ne oldu? Bunu sorgulamak gerekiyor” diye konuştu.
1974 yılında Kıbrıs’a yapılan Barış harekatının dönüm noktası olduğunu belirten Başbuğ, “1963-1974 dönemine baktığınız zaman Kıbrıs nedeniyle Yunanistan ile Türkiye arasından her an çıkabilecek bir savaş ihtimali vardı. Sonrasında Yunanistan ile Türkiye savaş durumuna gelmedi. Sadece Kardak krizinde iki ülke ciddi olarak savaşın kapısından döndü. Dolayıyla şunu unutmamak gerek Türkiye’nin 74 yılında Kıbrıs’a yaptığı barış harekatı bir noktada Türk-Yunan savaş ihtimalini de ortadan kaldıran bir sonuç doğurmuştur” dedi.
RUM TARAFININ AB İLE GÖRÜŞMESİNE MÜSAADE ETMEMİZ BÜYÜK HATAYDI
Kıbrıs Rum Kesiminin Avrupa Birliğine üyeliği konusunda Türkiye’nin de hatası olduğunu belirten Başbuğ, “Orada korkunç bir hatamız var. Normalde çok güçlü olduğumuz bir konuydu. Çünkü Garanti anlaşması çok açıktı. Garanti anlaşmasında, ‘Kıbrıs Cumhuriyeti, tümüyle veya bir bölümü ile herhangi bir devlet ile hiçbir şekilde siyasi ya da ekonomik bütünleşme içine giremez’ maddesi var. Ama biz maalesef 1995 yılında tarihi bir hata yaptık. O dönem Türkiye’ye sizinle gümrük birliği anlaşması yapacağız ama siz de buna karşılık Kıbrıs Rum Kesimi ile Avrupa Birliği arasındaki planlı görüşmelere karşı çıkmayınız dendi. Türkiye buna maalesef tamam dedi. Ve sesini çıkarmadı” diye konuştu.
EKONOMİK MÜNHASIR SAHALAR KONUSU
Önümüzdeki süreçte Kıbrıs konusunda Türk-Yunan arasında bir sorun doğarsa bunun ana nedenlerinin başında “Ekonomik Münhasır Sahalar” konusu olur diyen Başbuğ, “Türkiye’de bu konu ne kadar tartışılıyor, ne kadar gündeme geliyor bu çok ciddi bir konudur. Ekonomik Münhasır Sahalar konusunda Güney Kıbrıs Rum Kesimi çok mesafe aldı. Türkiye bu konuda maalesef geriden geliyor. Ve bazı kozları da kaybetti. Nasıl çevirecek bilemiyorum” şeklinde konuştu.
KIBRIS’TA ÇÖZÜM OLMAZ
‘Kıbrıs sorununda çözüm ihtimali yok’ diyen Başbuğ, “Ben Kıbrıs’ta iki tarafın bir çözüme gidebileceğini, bir çözüm bulabileceğini düşünmüyorum. Neden düşünmüyorum? Çünkü karşı taraf Türkleri azınlık yapmak istiyor. Türkleri azınlık statüsüne koymak istiyor. Türk tarafı olarak Kıbrıs’taki soydaşlarımız kendilerini azınlık statüsüne getirilmeyi kabul ederse bu sorun çözülür. Ancak bu da Türk soydaşlarımızın oradan silinmesi demektir.
Buda tabi ki hangi siyasi olursa olsun oradaki yönetimin kabul edeceği bir şey değildir. Kaldı ki orada tek söz sahibi olan Kıbrıs Türkleri değildir. Bir de bu noktada Türkiye var. Rum tarafı ve Yunanistan garanti ve ittifak anlaşmaları kalksın istiyor. Kıbrıs’ta çözüm için karşı tarafa iki maddede evet denirse çözüm olur. Birincisi Türklerin azınlık statüsüne gidecekleri süreci kabul edeceksiniz. İkincisi de garanti ve ittifak anlaşmalarının kaldırılmasını kabul edeceksiniz. Ancak bu mümkün değildir. Ne Türkiye Cumhuriyeti buna evet der ne de Kıbrıs’taki soydaşlarımız bunu kabul eder. Bu nedenle Kıbrıs’ta bir çözüm ihtimali olduğunu veya olacağını düşünmüyorum” dedi. (KIBRIS.COM)